1. Bugüne kadar bölük pörçük yazdım ama bu tefrikayla Türkiye’nin sığınmacı politikası hakkında görüşlerimi tam olarak ifade etmek istiyorum.
2.Öncelikle son dönemde artan göçlerin ve insanlık trajedilerinin dünyaya kendi finansal modellerini empoze eden batılı güçler kaynaklı olduğunun altını çizeyim.Bu politikalar insanlar arası gelir ve servet dağılımını çok bozmakta,büyük insan yığınları yoksulluk içinde yaşamakta.
3. Yoksul, temel haklardan yoksun insanlar finansal sistemin ve kötü yöneticilerin “patlattığı” ülkelerden kaçmak zorunda kalıyorlar. Bu insanların son dönemde en fazla “yönlendirildiği” ülke ise Türkiye.
4. Birleşmiş Milletlere göre resmi 3.7 milyon Suriyeli sığınmacı Türkiye’de yaşıyor. Dünya nüfusunun %1.1ine sahibiz, ama resmi verilerle Suriyeli sığınmacıların %65i bizde, ne kadar adil. Toplam sığınmacı kabulünde açık ara dünya lideriyiz.
5. Resmi verilere göre Türkiye’de sığınmacılar toplam nüfusun %7.2’sine ulaşmış durumda. Sadece Suriye değil, Afganistan, Pakistan, Irak, O.Asya, K.Afrika’dan sığınmacılar geliyorlar. Ben kaçaklar ilave edildiğinde, fiilen bu oranın %9-11 aralığında olduğunu tahmin ediyorum.
6. Öte yandan Türkiye -hemen hemen sığınmacıların girişine paralel zamanlamayla- fakirleşiyor. (Not: Zamanlamadaki paralellik fakirleşme sığınmacılar yüzünden demek değil ama bu, bazıları tarafından böyle algılanacak ve “sorunun kaynağı sığınmacılar” yanlış sonucu oluşacaktır.)
7. Aşağıdaki grafikte bu fakirleşmeyi dolar bazında kişi başı nominal GDPdeki düşüşle görüyorsunuz. 2013 zirvesine göre 2020 rakamları %38.2lik bir fakirleşmeyi işaret ediyor. %38 düşüş büyük oran, bu derece fakirleşme toplumda büyük travma yaratıyor!
8. Bu fakirleşme yanında resmi TÜİK işsizlik verileri de aynı dönemde %8lerden %13lere, geniş tanımlı %27lere çıktı. Türkiye ağır bir işsizlik, gelirsizlik dönemini de yaşıyor.
9. Türkiye’de aynı süreçte laik-dindar, türk-kürt, mafya-yolsuzluk vb. eksenli sosyal gerginlikler de yaşanıyor. Ülkede ekonomik sorunlar kadar, sosyal sorunlar, gerginlik ve huzursuzluk da yüksek.
10. İşte bu ortamda ben Türkiye’yi yöneten rejimi göç politikasında hatalı buluyor,başta Afgan yeni sığınmacı kabulünün durdurulması gerektiğini, mevcut sığınmacıların da onların güvenliği gözetilerek hukuki sınırlar dahilinde ülkelerine geri döndürülmesi gerektiğini savunuyorum.
11. Mevcut göç politikasının yanlış olduğunu, rejimin göç politikası ile kendisine (hem AB karşısında koz,hem oy potansiyeli/ucuz işgücü) siyasi çıkar sağlama gayretinde olduğunu düşünüyorum.Bu politika uzun vadede hem sığınmacıları hem ülkede yaşayan bizleri zor durumda bırakır.
12. Bu argümanlarla sığınmacıların şahsına, kimliğine karşı bir tutum almıyorum. Onlar başka bir devletin vatandaşları, zor durumlarında elden geldiğince yardım ettik. Ama artık kendi vergilerimiz/imkanlarımız bize yetmiyor, ülkelerine dönmeleri en doğru çözüm.
13. Bu argümanlarda hedefim bu göçe sebep olanlar (twit-2), dünyada bir sürü refahı daha yüksek ülke varken göçü kasıtlı Türkiye’ye yönlendirenler ve her geleni bu ülkeye kabul eden mevcut rejim, sığınmacılar değil. Gayet açık.
14. Bir kısmı bu göçe sebep olan ülkelerden nemalanan, çoğu akademisyen/gazeteci kılıklı tetikçiler benim gibi düşünenlere cahil, ırkçı, faşist diye saldırarak akıllarınca korkutuyorlar. Aslında kime hizmet ettikleri, (güya karşı oldukları) rejimin suçunu perdeledikleri açık.
15. Burada ırkçılık vs söz konusu olmadığı gibi, yazdıklarının TAM TERSİNE, eğer bu göç devam ederse Türkiye vatandaşları ile sığınmacılar arasında büyük sorunlar çıkması çok olası. Asıl bu politikanın devamını savunarak sığınmacıları ve bizi tehlikeye atan hesapsızlar onlar.
16. Dünyada sınırlar kalksa, her birey istediği yerde yaşasa, ekonomi kıt kaynaklar üzerinden yönetilmek zorunda olmasa, her zor durumda olan insanı alalım. Bence de güzel olur! Ama biz Kapıkule’den vizesiz çıkamaz, birçok aile geçinemez iken bunlar ütopik, temelsiz sanrılar.
17.Çocuk gibi davranıp hümanist sıvamayla aklı selim insanlara komik suçlamalarda bulunmayın. Büyüyün artık; adil olun, aynı ülkenin vatandaşlık bağına sahip olduğunuz insanların da çok zor durumunu görün!
18. Şimdi uyuyan saflar için açayım: Dayatılan göç politikası Türkiye’nin ulusal birliğini ve sosyal dokusunu bozmayı amaçlıyor. Aynı zamanda ülkeye sürekli niteliksiz işgücü katıp gelirler düşerken, nitelikli, yetişmiş, hazır işgücümüzün batılı ülkelere transferi amaçlanıyor.
19. Dünyanın hiçbir devleti 7715$/kişi gelir seviyesinde iken nüfusunun %10u kadar niteliksiz sığınmacıya iş bulup, eğitim, sağlık, güvenlik, barınma, adalet hizmetlerini vatandaşlarını fakirleştirmeden sağlayamaz. Uyanın!
20. Matematik, ekonomi, veriler açık. Dünya hayallerle, ütopyalarla, keşkelerle yaşanmıyor. TÜRKİYE SIĞINMACI KONUSUNDA İSTİAP HADDİNİ AŞTI. Devam edilirse bedelini hep beraber ağır öderiz.
İletişim için